Hızlı nüfus artışı, yemek şektöründe farklılaşan, değişen tercih ve talepler, dünya ve Türkiyede restaurant ya da fast food tarzı yemek seçenekleri sunan işletmelerin sayısını da hızla arttırıyor. Çalışan nüfusun artışı, evde yemek yerine , dışarıda yemek yiyen kişi sayısını da etkiliyor. Restaurant endüstrisi 2011 yılında 1.6 trilyon dolarlık bir yükseliş gösterdi.2015 yılında ise 1.8 trilyon doları bulması bekleniyor.
Yemek sektörünün en hızlı büyüme gösteren kolu ise fast-food sektörü.Uzmanlar orta ve orta üst gelir düzeyinin artısına bağlı olarak , Amerika’da her sene yaklaşık % 3 artan fast-food sektörünün 2014’ten itibaren daha da hızlı artış göstererek 240 milyar dolarlık ciroya ulaşacağını belirtiyorlar.
Türkiye’de ev halkının aylık gelirinin %38i gıdaya gidiyor.Günümüzde 320 bin civarındaki restaurantların sayısının yakın gelecekte 28 bin dolarlık ciroya ulaşması tahmin edilmekte.
Fast food sektoründeki artış hızla devam etse de, klasik restaurantlar yerlerini koruyorlar.Tabldot yemek hizmeti sunan işletmeler de etkili bir büyüme yakalamış durumda ve yakın gelecekte fast food sektörünü yakalayacak gibi görünüyorlar.
Yerel kahvehanelerin, gün geçtikce yeni trende uyup ‘kahve dükkanı’ formatına dönüşmesi de söz konusu.
Restaurant kolundaki bu olumlu gelişmeler, eğitimli aşçılara olan talebi de artırmakta. Özel aşçılık okulları mezunları hatta yurtdışından eğitim alıp gelen dünya mutfağına hakim uluslararası aşçılar Türkiyede kendi işletmelerini açmaktalar.
Sirkecide – Meşhur Hoca Paşa sokağında , İsmail Dümbüllü’nün turnelerini organize ettiği eski kahvehaneler artık yok.Bunun yerini restaurant ve kebapçılar almış.Bunların arasında göze çarpan Canoba Restaurant,aynı adı taşıyan sahibinin yıllarca Türkiye’de lüks restaurantlarda gerçekleştirdiği kariyerinin ardından açtığı ve usta asçıların çalıştığı,birbirinden değişik, spesiyal, lezzetli, doğu ile batı yemek kültürünü birleştiren menüsü ile dünyanın farklı ülkelerinden gelen müşterilerine unutulmaz bir hizmet sunmakta.Aşçılarının sırrı “Lezzette özgünlük, mutfağa hakimiyet, koşulşuz temizlik ve müşteriye sonsuz saygı!”
Gerçek şu ki, ekonomik krizler, artan fiyatlar, politikadaki dengesizlikler ile psikolojisi bozulan insan ırkı, mutluluğu ve ruhsal doyumu gerçek lezzetlerde yakalamaya çalışmakta.Modern dünya içerisine sıkışıp kalmış birey, gittigi lokantalarda sosyalliği bir nebze de olsun yakalamaya çalışıyor. Geleneksel retaurantlarla birlikte özgün, organik , sağlıklı lezzetler sunan bunun yanısıra tadından, temizliğinden bir şey kaybetmeyen , çevreye karsi duyarlı işletmeler her zaman daha da kazanmaya devam edecekler .
[hana-code-insert name=’orta’ /]